Hukuka Aykırılığı Önleyen Sebepler – Hakkını Kendi Gücüyle Koruma & Üstün Kamu Yararı ve Özel Yarar

HUKUKA AYKIRILIĞI ÖNLEYEN SEBEPLER

A)     Zarar görenin (mağdurun) rızası

B)     Kamu hukukuna dayanan bir yetkinin kullanılması

C)     Özel hukuka dayanan bir yetkinin kullanılması

D)     Haklı savunma (Meşru Müdafaa)

E)     Iztırar hali

F)     Hakkını kendi gücüyle koruma

G)    Üstün kamu yararı veya üstün özel yarar bulunması

aa – Üstün kamu yararı

bb – Üstün özel yarar

F) HAKKINI KENDİ GÜCÜYLE KORUMA

TBK 64. maddesinin 3. fıkrası , ‘’Hakkını kendi gücüyle koruma durumunda kalan kişi, durum ve koşullara göre o sırada kolluk gücünün yardımını zamanında sağlayamayacak ise ve hakkının kayba uğramasını ya da kullanılmasının önemli ölçüde zorlaşmasını önleyecek başka bir yol da yoksa verdiği zarardan sorumlu tutulamaz.’’

G) ÜSTÜN KAMU YARARI VEYA ÜSTÜN ÖZEL YARAR BULUNMASI

Bir fiilin hukuka aykırılığını önleyen diğer sebeplerin kabul edilmesi de üstün kamu yararının ve ya üstün özel yararın koruması amacına dayanır. Bir kimsenin kişilik değerlerine tecavüz eden fiilin üstün nitelikte bir kamu yararına veya üstün nitelikte bir özel yarara dayanması halinde, hukuka aykırı sayılamayacağı ayrıca MK. md. 24/f.2 de belirtilmiştir. (Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her saldırı hukuka aykırıdır.)

Ga) Üstün Kamu Yararı

Üstün kamu yararı, kamu yararı kavramının altyapı oluşturduğu bir kavramdır. Bu sebeple öncelikle kamu yararı kavramının tarihine bakmak, bu kavramın hangi durumlarda kullanıldığını bilmek gerekir. Kamu yararı, Fransız Devrimi sonucunda “ortak iyilik” kavramına tepki olarak ortaya çıkmıştır. Kamu yararı kavramı, “toplum yararı” veya “bireysel yararların toplamı” değildir. Kamu yararı daha çok mevcut düzenin devamlılığını sağlamak odaklı olduğu için, kamu yararı her zaman toplum yararını gözetmeyebilir. Toplum yararı ise, “ülkede yaşayan herkesin ortak çıkarı” anlamına gelir. Kamu yararının bireysel çıkarlarla çelişebileceği gerçeği sebebiyle bireysel yarar referanslı bir kamu yararı tanımı yapamayız. Toplum yararı bireysel yararların toplamı değil, kendi varlığı olan apayrı bir şeydir. Kamu kararı, yasa koyucunun iradesi ile belirlenir. Haklar kamu yararı amacıyla yasa ile sınırlandırılabilir. Kamu yararı yasa ile belirlenir, yasa ve kamu yararı üstündür. (Akıllıoğlu, 1988:16) Kamu yararı hem temel hakların elde edilmesi hem de temel hakların sınırlayıcısı olarak kullanılabilir. Yukarıda da yazdığımız gibi, bunun sebebi mevcut düzenin korunmasında genel yararın gözetilmesidir.

Cumhuriyet dönemi Anayasalarımızda kamu yararı kavramının iki ana konuda kullanıldığı gözlemlenmektedir. Bu konuların birincisi, temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması sorunu; ikincisi, mülkiyet hakkına ilişkin –özellikle kamulaştırma konusunda- düzenlemeleridir. (Saraç,2004) Mevcut anayasamızda, “kamu yararı” başlığı altında ayrı bir düzenleme mevcuttur. Bu başlık altında “Kıyılardan yararlanma”(md.43), “Toprak mülkiyeti”(md.44), “Tarım, hayvancılık ve üretim alanlarında çalışanların korunması” (md.45), “Kamulaştırma” (md.46), “Devletleştirme ve özelleştirme” (md. 47) maddeleri yer almaktadır.

Anayasanın 43. maddesi uyarınca “Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanılış amaçlarına göre derinliği ve kişilerin bu yerlerden yararlanma imkan ve şartları kanunla düzenlenir.”

Gb) Üstün Özel Yarar

TBK m. 63/2’nin genel olarak ve MK m.24 hükümlerinin kişilik hakkı bakımından belirttiği üzere, üstün nitelikte bir özel yararın varlığı halinde zarar veren fiil hukuka aykırı sayılmayacaktır.

Hayatının kurtulması için ameliyat edilmesi zorunluluğu bulunan kimseden muvafakat alınamıyorsa, muvafakat alınmadan ameliyatın yapılabilmesi hastanın üstün nitelikli yararına dayanır.

Hukukçu/Asistan Haydar GÜLER

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir