İstanbul Barosu 25.Yıl Plaket Töreninde plaketimizi Sevgili Baro Başkanımız Av.Mehmet DURAKOĞLU’ndan Aldık..
Adalet ; haklıya hakkını , haksıza haddini bildirmektir.
İstanbul Barosu 25.Yıl Plaket Töreninde plaketimizi Sevgili Baro Başkanımız Av.Mehmet DURAKOĞLU’ndan Aldık..
İşçinin işine sebep gösterilmeden son verilmesi durumunda veya işçinin işten çıkarılırken işveren tarafından gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmaması durumunda işçi, iş sözleşmesinin sona erdirildiğinin kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren bir ay içinde işe iade davası açabilir. Bu konudaki yasal düzenleme 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20.maddesinde bulunmaktadır. Buna göre; ‘ İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde iş mahkemesinde dava açabilir.Taraflar anlaşırlarsa uyuşmazlık aynı sürede özel hakeme götürülür.Feshin geçerli bir sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.”
İş Mahkemesinde görülen işe iade davasında mahkeme işverenin iş akdini sona erdirmesinin geçersizliğine karar verdiğinde işveren işine son verdiği işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. Bu zorunluluğu yerine getirmeyen işveren Devamını Okuyun →
Kiraya verilen konut ve iş yerinden kiracının tahliye sebeplerinden biri kiraya verenin ihtiyacının olmasıdır. Bu konu 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 350 nci maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre ; ” Kiraya veren, kira sözleşmesini; Kiralananı kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut ya da işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa, belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde kiraya ilişkin genel hükümlere göre fesih dönemine ve fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde açacağı dava ile sona erdirebilir.”
Kanunda ihtiyaç sebebiyle açılacak davanın, kiralananın kendisi, eşi, altsoyu(çocukları ), üstsoyu (anne-baba) veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için olduğu belirtilmiştir.
Bu tür davalarda önemli olan konu ihtiyaç olgusunun kanıtlanmasıdır. Yargıtay Kararlarına göre Devamını Okuyun →
Hisseli gayrimenkullerden (arsa, tarla) hisse satın alarak, gayrimenkul sahibi olanların dikkatli olması gerekiyor. Şufa (önalım) hakkının kullanılması nedeniyle sevinerek aldığınız gayrimenkul çok düşük fiyatlarla elinizden çıkabilir. Tarafımıza konuyla ilgili olarak müracaat eden kişilerden, önalım (şufa) hakkının kullanılmasından mağdur duruma düşen kişilerin sayısının artış gösterdiğini anlıyoruz. Ülkemizde son yıllarda gayrimenkul fiyatları artmakla birlikte özellikle İstanbul ilinde gayrimenkul fiyatları hızla yükselmiştir. Ülkemizin bir bölgesinde Devlet tarafından yapılacak yatırımlar duyurulduğunda yatırım amacıyla bölgede her gün artan bir ivme ile gayrimenkul satışları ve fiyatları söylentilerinde eklenmesiyle kontrolsüz şekilde artmaktadır. Bütün hayatı boyuca biriktirdiği parası ile hisseli gayrimenkulleri satın alan insanlar yeterli bilgi sahibi olmadığından hisseli gayrimenkullerin taşıdığı rizikoları bilmemekte satışa aracılık yapan kişilerin sadece satışa odaklı söylemleriyle, aldıkları hisseli gayrimenkuller (arsa, tarla) nedeniyle çok büyük zararlara uğramaktadırlar. Şöyle ki; Bazen onlarca dönüm büyüklükteki gayrimenkullerin üç- dört büyük hissedarı bulunmakta ve bunlar kendilerince hisseleri oranına karşılık gelen gayrimenkulün bölümlerini 250 şer metrekarelik küçük bölümlere ayırdıkları özel parselasyon çizimlerini gösterip bu bölümlere karşılık gelen oranlardaki hisseleri vatandaşa satıyorlar. Bu küçük oranlı hisseleri büyük bedellerle Devamını Okuyun →
1512 sayılı Noterlik Kanunun 60. maddesi ve Noterlik Kanunu Yönetmeliğinin 7. maddesine göre; İhtarname, ihbarname ve protesto göndermek noterlerin genel olarak yapacakları işler arasında sayılmaktadır.İhtarname veya ihbarnamenin tanımı ise Noterlik Kanunu Yönetmeliğinin 98. maddesinde “Her türlü hukuki işlemlerde muhatabına kanun, sözleşme, örf ve adetten doğan hak ve isteklerin yazılı şekilde bildirilmesi veya haber verilmesi için yapılan işlemlere ihtarname veya Devamını Okuyun →
Tapu kayıtlarındaki kimlik bilgileri yanlış, eksik veya silinmiş olduğu durumlarda tapu sicil müdürlüğünde işlem yapmak mümkün olmamaktadır. Bu gibi durumlar Miras intikallerinde daha çok ortaya çıkmaktadır. Bu durumda tapu kaydında düzeltim davası veya duruma göre tespit davası açılması gerekecektir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 1027. maddesi tapu kütüklerindeki düzeltmelerin nasıl yapılacağını belirtmektedir. Buna göre, Düzeltme, ” İlgililerin yazılı rızaları olmadıkça, tapu memuru, tapu sicilindeki yanlışlığı ancak mahkeme kararıyla düzeltebilir.Düzeltme, eski tescilin terkini ve yeni bir tescilin yapılması biçiminde de olabilir. Tapu memuru, basit yazı yanlışlıklarını, tüzük kuralları uyarınca resen düzeltir.” şeklindeki kanun maddesinin metninde belirtilen ilkelere göre yapılacaktır. Mülkiyet hakkının tescili başlıklı Tapu Sicil Tüzüğü’nün (22.07.2013 tarihli ve 2013/5150 sayılı) 28. maddesinde kütükte bulunması zorunlu bilgiler; kişinin adı ve soyadı, baba adı ile edinme nedeni, tarih ve yevmiye numarası olarak belirlenmiştir. Tapu sicil kütüğünde bulunması gereken Devamını Okuyun →
6352 Sayılı Yasanın 16. maddesi ile değiştirilen 2004 Sayılı İcra İflas Kanunu’nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 3. bendi uyarınca para, kıymetli evrak, altın, gümüş, değerli taş, antika veya süs eşyası gibi kıymetli şeyler hariç borçlu ve aynı çatı altında yaşayan aile bireyleri için lüzumlu olan eşya haczedilemez. Ancak aynı amaçla kullanılan birden fazla eşya olması halinde bunlardan Devamını Okuyun →
HUKUKA AYKIRILIĞI ÖNLEYEN SEBEPLER
A) Zarar görenin (mağdurun) rızası
B) Kamu hukukuna dayanan bir yetkinin kullanılması
C) Özel hukuka dayanan bir yetkinin kullanılması
D) Haklı savunma (Meşru Müdafaa)
E) Iztırar hali
F) Hakkını kendi gücüyle koruma
G) Üstün kamu yararı veya üstün özel yarar bulunması
aa – Üstün kamu yararı
bb – Üstün özel yarar
F) HAKKINI KENDİ GÜCÜYLE KORUMA Devamını Okuyun →
HUKUKA AYKIRILIĞI ÖNLEYEN SEBEPLER
A) Zarar görenin (mağdurun) rızası
B) Kamu hukukuna dayanan bir yetkinin kullanılması
C) Özel hukuka dayanan bir yetkinin kullanılması
D) Haklı savunma (Meşru Müdafaa)
E) Zorunluluk Hali (Iztırar Hali)
F) Hakkını kendi gücüyle koruma
G) Üstün kamu yararı veya üstün özel yarar bulunması
aa – Üstün kamu yarar
bb – Üstün özel yarar
E) ZORUNLULUK HALİ (IZTIRAR HALİ) Devamını Okuyun →
HUKUKA AYKIRILIĞI ÖNLEYEN SEBEPLER
A) Zarar görenin (mağdurun) rızası
B) Kamu hukukuna dayanan bir yetkinin kullanılması
C) Özel hukuka dayanan bir yetkinin kullanılması
D) Haklı savunma ( Meşru Müdafaa )
E) Iztırar hali
F) Hakkını kendi gücüyle koruma
G) Üstün kamu yararı veya üstün özel yarar bulunması
aa – Üstün kamu yararı
bb – Üstün özel yarar
D) MEŞRU MÜDAFAA ( HAKLI SAVUNMA ) Devamını Okuyun →