İstanbul Barosu 25.Yıl Plaket Töreninde plaketimizi Sevgili Baro Başkanımız Av.Mehmet DURAKOĞLU’ndan Aldık..
Adalet ; haklıya hakkını , haksıza haddini bildirmektir.
İstanbul Barosu 25.Yıl Plaket Töreninde plaketimizi Sevgili Baro Başkanımız Av.Mehmet DURAKOĞLU’ndan Aldık..
Kiraya verilen konut ve iş yerinden kiracının tahliye sebeplerinden biri kiraya verenin ihtiyacının olmasıdır. Bu konu 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 350 nci maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre ; ” Kiraya veren, kira sözleşmesini; Kiralananı kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut ya da işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa, belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde kiraya ilişkin genel hükümlere göre fesih dönemine ve fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde açacağı dava ile sona erdirebilir.”
Kanunda ihtiyaç sebebiyle açılacak davanın, kiralananın kendisi, eşi, altsoyu(çocukları ), üstsoyu (anne-baba) veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için olduğu belirtilmiştir.
Bu tür davalarda önemli olan konu ihtiyaç olgusunun kanıtlanmasıdır. Yargıtay Kararlarına göre Devamını Okuyun →
1512 sayılı Noterlik Kanunun 60. maddesi ve Noterlik Kanunu Yönetmeliğinin 7. maddesine göre; İhtarname, ihbarname ve protesto göndermek noterlerin genel olarak yapacakları işler arasında sayılmaktadır.İhtarname veya ihbarnamenin tanımı ise Noterlik Kanunu Yönetmeliğinin 98. maddesinde “Her türlü hukuki işlemlerde muhatabına kanun, sözleşme, örf ve adetten doğan hak ve isteklerin yazılı şekilde bildirilmesi veya haber verilmesi için yapılan işlemlere ihtarname veya Devamını Okuyun →
Tapu kayıtlarındaki kimlik bilgileri yanlış, eksik veya silinmiş olduğu durumlarda tapu sicil müdürlüğünde işlem yapmak mümkün olmamaktadır. Bu gibi durumlar Miras intikallerinde daha çok ortaya çıkmaktadır. Bu durumda tapu kaydında düzeltim davası veya duruma göre tespit davası açılması gerekecektir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 1027. maddesi tapu kütüklerindeki düzeltmelerin nasıl yapılacağını belirtmektedir. Buna göre, Düzeltme, ” İlgililerin yazılı rızaları olmadıkça, tapu memuru, tapu sicilindeki yanlışlığı ancak mahkeme kararıyla düzeltebilir.Düzeltme, eski tescilin terkini ve yeni bir tescilin yapılması biçiminde de olabilir. Tapu memuru, basit yazı yanlışlıklarını, tüzük kuralları uyarınca resen düzeltir.” şeklindeki kanun maddesinin metninde belirtilen ilkelere göre yapılacaktır. Mülkiyet hakkının tescili başlıklı Tapu Sicil Tüzüğü’nün (22.07.2013 tarihli ve 2013/5150 sayılı) 28. maddesinde kütükte bulunması zorunlu bilgiler; kişinin adı ve soyadı, baba adı ile edinme nedeni, tarih ve yevmiye numarası olarak belirlenmiştir. Tapu sicil kütüğünde bulunması gereken Devamını Okuyun →
HUKUKA AYKIRILIĞI ÖNLEYEN SEBEPLER
A) Zarar görenin (mağdurun) rızası
B) Kamu hukukuna dayanan bir yetkinin kullanılması
C) Özel hukuka dayanan bir yetkinin kullanılması
D) Haklı savunma (Meşru Müdafaa)
E) Iztırar hali
F) Hakkını kendi gücüyle koruma
G) Üstün kamu yararı veya üstün özel yarar bulunması
aa – Üstün kamu yararı
bb – Üstün özel yarar
F) HAKKINI KENDİ GÜCÜYLE KORUMA Devamını Okuyun →
HUKUKA AYKIRILIĞI ÖNLEYEN SEBEPLER
A) Zarar görenin (mağdurun) rızası
B) Kamu hukukuna dayanan bir yetkinin kullanılması
C) Özel hukuka dayanan bir yetkinin kullanılması
D) Haklı savunma ( Meşru Müdafaa )
E) Iztırar hali
F) Hakkını kendi gücüyle koruma
G) Üstün kamu yararı veya üstün özel yarar bulunması
aa – Üstün kamu yararı
bb – Üstün özel yarar
D) MEŞRU MÜDAFAA ( HAKLI SAVUNMA ) Devamını Okuyun →
İşverene ait bir ya da birkaç işyerinde belli bir süre çalışmış bir işçinin, işini kaybetmesi halinde işinde yıpranması, yeni bir iş edinmede karşılaşacağı güçlükler ve işyerine sağladığı katkı göz önüne alınarak, geçmiş hizmetlerine karşılık işveren tarafından işçiye kanuni esaslar dahilinde verilen toplu paraya “kıdem tazminatı” denilmektedir. Kıdem tazminatının koşulları, hesabı ve ödeme şekli doğrudan İş Kanunlarında düzenlenmiştir. Devamını Okuyun →
İhtiyati tedbir kararları, hukuk mahkemelerinde görülen bütün dava çeşitlerinde, ( işçilik alacaklarıyla ilgili iş davalarında, Aile hukukunu ilgilendiren boşanma, mal paylaşımı ..vs tüm davalarında, ticari davalarda, tapu iptal ve tescili davalarında, miras davalarında, borçlar hukuku davalarında, tazminat davalarında, eşya hukuku davalarında, gayrimenkul davalarında, hasımsız davalarda ..vs. ) karşımıza çıkan geçici hukuki koruma sağlayan kararlardır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun geçici hukuki koruma başlıklı kısmında 389 ila 399 uncu maddeleri arasında ayrıntılı şekilde ihtiyati tedbir konusu düzenlenmiştir.
YARGITAY Daireleri arasında ihtiyati tedbir taleplerinin reddi veya bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilen kararlara karşı temyiz yoluna gidilip gidilemeyeceği yönünde bazı Yargıtay Hukuk Daireleri örneğin; 8.Hukuk Dairesinin 2012/1742 E., 2012/1778 sayılı 13.03.2012 tarihli kararında belirtildiği üzere 6100 sayılı HMK.’nun 391/3. maddesindeki düzenleme ile ihtiyati tedbir kararlarına karşı da kanun yolunun açık olduğu yönünde kararlar verilmiş ancak yine bazı Yargıtay Hukuk Dairelerinin ise temyiz yolunun kapalı olduğu yönünde verdiği kararlar nedeniyle birbiri ile çelişen kararların ortaya çıkması üzerine konu Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunda görüşülmüş ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun Esas: 2013/1, Karar: 2014/1 Karar no ile 21.02.2014 tarihli olarak verdiği karar ile, İlk derece mahkemelerince verilen ihtiyati tedbir taleplerinin reddi veya bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilen kararlara karşı temyiz yolunun kapalı olduğuna karar verilmiştir. İçtihadı Birleştirme Kararı bütün mahkemeleri bağladığından kanuni düzenleme yapılmadığı sürece ihtiyati tedbire karşı temyiz yoluna başvurulamayacaktır.
Kanunun ihtiyati tedbire ilişkin hükümleri emredici nitelikte olup her yönü ile ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Tedbirin şartları, tedbir talebinin nasıl ve nereye yapılacağı, tedbir kararının hangi hallerde verileceği, teminat konusu, itiraz konusu,tedbiri tamamlayan işlemler, tedbirin değiştirilmesi ve kaldırılması ile tedbire muhalefetin cezası ve tazminat konuları ayrıntılı olarak emredici şekilde düzenlenmiştir.
Bununla birlikte Yargıtay Kararlarının da oluştuğu bazı önemli yönlerine dikkat çekmek istiyoruz. Devamını Okuyun →
Ülkemizde maalesef her gün artan sayıda meydana gelen trafik kazaları nedeniyle kaybedilen insan sayısı ve yol açtığı maddi-manevi kayıplar ülkemiz ve milletimiz açısından büyük boyutlara ulaşmaktadır. Konunun hukuki boyutunu zarar gören açısından incelediğimizde zarar gören kişilerin maddi ve manevi tazminat davası açma hakkı olacağı açıktır. Bu konuda açılacak maddi ve manevi tazminat davalarının konusu ve yasal dayanakları aşağıda belirtilmiştir.
A- Açılacak maddi ve manevi davaların konusu :
1- KARAYOLLARI TRAFİK KAZASI ŞEKLİNDE GERÇEKLEŞEN HAKSIZ EYLEM NEDENİ İLE SAKAT KALANIN KENDİSİNİN VEYA ÖLENİN YAKINLARININ MANEVİ ZARARI
2- KARAYOLLARI TRAFİK KAZASI ŞEKLİNDE GERÇEKLEŞEN HAKSIZ EYLEM NEDENİYLE DESTEKTEN YOKSUN KALMA VE HER TÜRLÜ MADDİ ZARARININ GİDERİMİ
Ülkemizin önemli sorunlarından biri trafik sorunudur. Trafik sorununun bir çok yönü olduğu muhakkaktır. Bir çok defalar duyduğumuz bir tanımlamada trafik teröründen bahsedilmektedir. Trafik Kazalarında kaybedilen insan sayısı ve yol açtığı maddi kayıpların büyüklüğü böyle bir tanımlamaya neden olmaktadır. Trafik kazaları neticesinde kazaların oluşunda sürücü, yaya ve yolcu olarak insan faktörü % 99,10 gibi çok büyük bir kusur payı ile birinci derecede sorumlu görülmektedir. Bu sebeple konuyla ilgi şikayetler ve davalar idari ve adli makamları meşgul etmektedir.
Belirttiğimiz üzere Devamını Okuyun →